-Hacı Lokman Birlik'in anısına-

Ey halkım vurdular beni dün gece kalleşçe,
teslim aldılar bedenimi gecenin son deminde..
Ayağımdan ve ellerimden vurdular önce
tam yirmi sekiz kurşun sıktılar
gencecik bedenime..
Oysa sincap beslerdim ellerimle,
kimseye bir zararım da yoktu hani,
halaya durur,
tililili çeker,
ama daha çok da gülerdim..
Ve yarınlar adına dağlarımın
patikalarını adımlardım..
Bir de tohum ekerdim toprağa
ve tarihe not düşmek için
bellek oluştururdum kameramla..

Sonra bir ip geçirdiler boynuma
bağlayıp zırhlı bir akrebin arkasına
sürüklediler paramparça bedenimde insanlığı..

Bir kez olsun bükmedim boynumu zalime karşı;
aman dilemedim,
diz çökmedim,
yalvarıp yakarmadım,
tövbe etmedim
ve aynı sofrada bağdaş kurmadım hainlerle..

Lime lime ettiler kan çiçeklerine açılmış bedenimi,
üstümde en sevdiğim kırmızı gömleğim,
düşlerimde ülkemin geçit vermez dağları,
Kesk u Sor u Zer çiçekleriyle bezenmiş ovaları,
bir de ağız dolusu gülüşüm..

Axxx! Bir bilseniz,
bu kısacık ömrüme
ne sevdalar sığdırdım..

Kürdistan'ımı kan deryasına çeviren zebaniler,
"vurun daha fazla vurun,
kasaturayla, demir çubuklarla,
ne varsa onunla vurun" dediler,
"vurun ki ruhu da ezilsin acısıyla birlikte.."

Ama yanıldı kahpe düşman
binlerce kez yanıldı saraydaki vampir
çünkü alamadılar benden ruhumu..
Ruhumu alamadılar benden,
bakın işte burada,
bende
sende
onda
ve hepinizde,
gençlerde,
bastonlarıyla tarih yazan yetmişlik dedelerde,
ufacık avuçlarıyla panzerlere taş atan küçük generalerde
ve destan yaratan kadınlarda..

Bakın işte;
Cîzira Botan'da
Farqin'de,
Silopi'de
Nusaybin'de
ve Dêrsim'de,
ülkemin dört bir yanında..

Nerede bir direniş varsa,
nerede bir mevzi kurulmuşsa,
nerede bir hendek açılmışsa,
ve nerede bir özgürlük çığlığı varsa
oradayım artık,
orada..

Fuat Kav / Eylem Kahraman





 
Yukarı