Bir ülke, bir halk, bir şehir ve korkunç bir saldırı... 
Ve bu korkunç saldırıya karşı destansı bir direniş…

Ruhlarını, dinlerini ve imanlarını, düşünce ve belleklerini tamamen yitirmiş bir grup tecavüzcü saldırgan  ile tepeden tırnağa inançla donanmış, vatanına, toprağına ve halkına bağlı bir avuç erkek ve kadın savaşçının kıran kırana yürüttükleri korkunç bir savaş…

Tarihin en kanlı savaşlardan birisinin yaşandığı şehirlerden bir şehir…
Stalingrad’ı çağımızda yeniden yaşatan bir şehir…
Öfkenin ve intikamın, savaş yoğunluğunun ve savaş sanatının en keskin bir biçimde hayat bulduğu bir şehir…

Yurtseverliğin, cesaretin, yiğitlik ve mertliğin çok derin bir biçimde anlam kazandığı bir şehir...

Kadın ruhunun, kadın kişiliğinin, kadın terbiyesinin, kadın bilinci ve düşüncesinin tepeden tırnağa şaha kalktığı, erk'in anlam yitirdiği, kadının gerçek anlamda tanrıçalaşmayı yeniden yaşadığı bir şehir…

Sınırsız fedakarlığının, Mem u Zin’in buluştuğu, Ehmedê Xanê’nin ruhunun şad olduğu, Feqiya Teyran’nın yeniden kendi özüne kavuştuğu, aşıkların gerçek anlamda aşklarına kavuştukları şehir…

Haksızlık ile adaleti, doğru ile yanlışı, özgürlük ile köleliği keskin bir biçimde ayrıştıran bir şehir…

‘Dünya şehitler şehri’ KOBANÊ

Evet, Kobanê bundan tam bir yıl önce, yani 26 Ocak 2015 tarihinde tamamen çetelerden kurtarıldı… Kobanê direnişi gerçekten de sadece Kürtler için değil, insanlık için de bir milat oldu. 21. yüzyılının enternasyonalist ruhunu yeniden hatırlatan, vicdanları ayaklandıran, halkların kardeşliğini yeniden gündeme getiren büyük bir direniş destanı olarak yaşam buldu. Yok olan mücadele ruhunu adeta yeniden yarattı, özgürlük bilincini yeniden anlamlandırdı, faşizme ve her türlü kötülüğe karşı mücadele edilerek kazanmanın mümkün olabileceği düşüncesini bir kez daha diriltti.

Korku ve ölümden kaçmanın anlamını tamamen yitirdiği Kobanê sürecinde muhteşem bir direnişin destanı yazıldı. Genç kadın ve erkeklerin, yaşlı delikanlıların ve güzel çocukların muhteşem direnişi ile insanlığın kazandığı Kobanê’de doğru yaşamın ne demek olduğunu insanlık  bir kez daha görmüş oldu. Doğru ve anlamlı yaşamın maddi zenginlik olmadığı, esas olanın özgürce, korkusuzca, yiğitçe ve zalimlere, kötü ve çirkinlikleri bağrında taşıyanlara karşı büyük direniş olduğu Kobanê hattının kırmızı çizgisiyle açığa çıkmış oldu.

İnsanlık Kobanê şehitlerine borçludur

İnsanlık esas olarak Kobanê’de bu doğru yaşamı yaşamlarıyla yaratanlara borçludur. Manevi değerlerle dolu olan bu kutsal yaşam, canlarını seve seve armağan edenlere, bedenleri panzer altlarında paramparça edilmesine rağmen bir milim bile geri adım atmayan Arin Mirkan ve Viyan Peyman'lara borçludur. Direniş yeminini içerek tecavüzcü çetelere karşı kahramanca direnen, geri çekilip kurtulma imkânı olmasına rağmen bunu yapmanın düşmana cesaret vereceği bilinciyle kendilerini feda eden Serzori direnişçilerinin kahramanlıklarına borçludur. “Başta Önder Apo’dan, şehitlerimizden ve halkımızdan özür diliyoruz. YPG tüzüğünü ihlal ederek geri adım atmadan son nefesimize  kadar direnme kararını aldık” diyerek düşmanın iradesini kırmada büyük bir atılımın başlangıcı olan 11 YPG/YPJ savaşçısının efsanevi direnişine borçludur. Büyük enternasyonalistler Konstandinos Erik Scurfield, İvana Hoffmann, Suphi Nejat Ağırnaslı ve Aziz Güler gibi devrimcilere borçludur.

Kobanê bundan bir yıl önce kurtuldu. İnsanlık bu kurtuluş gününü daima kutlayarak orada yaşanan vahşeti ve gösterilen büyük direnişi anacaktır.

Düşman bilsin ki burası Kürdistan 

Büyük katliam ve büyük direnişlere gebe bu ülkede, şimdi bu saatlerde onlarca Kobanê direnişi yaşanıyor. İŞİD’leşen AKP ve Türk devleti Kürdistan’ın tüm şehirlerini yakıp yıkıyor, kadınları, çocukları, erkek ve canlı olan ne varsa her şeyi hunharca öldürüyor, katlediyor. Ancak buna karşı büyük bir direnme ve büyük bir karşı koyuş var. Nasıl ki Kobanê’de Kürtler boyun eğmediyse, nasıl ki IŞİD faşizmine karşı diz çökmediyse, Cîzir, Silopiya ve Sur’da da Kürt halkı boyun eğmeyecek, diz çökmeyecektir. Dün bir Kobanê vardı; şimdi, bu saatlerde onlarca Kobanê vardır. 

Ve nasıl ki zafer Kobanê’nin olduysa, nasıl ki IŞİD faşizminin yüzüne tükürüldüyse Türk devletinin de, AKP’nin de, Erdoğan’ın da yüzüne tükürülecektir. Tarih bunun böyle olduğunu yazacaktır.

 Kobanê zaferi tüm dünya halklarına kutlu olsun...


 
Yukarı