Demokratik Suriye güçleri QSD, 135. günün ardından IŞİD’in cehenneme çevirdiği ve bu cehennemle tüm dünyanın korkulu rüyası haline getirdiği Rakka’yı vahşetin pençesinden ve işgalinden kurtardı.

Gerçekten de “büyük savaş”, “savaşların savaşı”, “Ortadoğu’nun kaderini belirleyecek savaş”, IŞİD’in iradesini tamamen kıracak savaşların anası” denilen savaş halkların ortak iradesi ile zafere ulaştı. Başta Kürt halkı olmak üzere tüm Ortadoğu halklarına adeta kan kusturan IŞİD, bu zaferle tarihin çöp tenekesine atıldı. IŞİD bir ‘Kılıç artığı’ olarak varlığını devam etse de esas gövdesi, iradesi, bedeni ve ruhu öldürüldü.

Evet, dünyanın korkulu rüyası haline gelen IŞİD’in ruhu 135 gün içinde Rekka’da paramparça edildi. Kürt-Arap-Süryani-Keldani-Asuri-Ermeni ve enternasyonalist savaşçıların büyük bir direniş, bitmez tükenmez bir inanç, sınırsız bir irade ve ruh derinliği ile dünyayı titreten terör örgütü IŞİD’i canevinde vurarak teslim aldı.

Kürtler büyük direndi, Asuriler, Keldaniler, Ermeniler ruhlarını vahşete teslim etmeyerek savunma güçlerini sınırsız bir biçimde kullanmasını bildi, Araplar İslam’ın gerçek çizgisini savunmak için Kürtlerle kardeşçe yan yana, omuz omuza başa baş dişe diş savaşmasını bildi. IŞİD canavarlarının en büyük mağduru olan Ezidi Kürtler, Hristiyanlar, Müslümanlar, Kızlbaşlar ve daha nice inançlar karanlık çağın en kötü temsilcilerine karşı büyük direnme iradesini gösterdiler.

Hiç kuşkusuz ki bu “savaşların anası” denilen savaşın en ön siperlerinde yerlerini alan Kürt kadınları Rakka’nın özgürleşmesinde büyük rol sahibi oldular. Canlarını kanlarını ve ruhlarını feda eden Kürt kadınları hiç kuşkusuz ki Reqa zaferinin esas sahipleridirler. Binlerce Ezidi Kürt kadınını Ortadoğu pazarında satışa çıkartılan IŞİD barbarlığına karşı en fazla savaşması ve en ön saflarda yer alması hiç kuşkusuz ki Ezidi Kürt kadınları olmuştur. Rakka hamlesinin ilk gününde Kürt Komutan Rojda Felat;  “Rakka, zulüm kalesine dönüşmüştür. DAIŞ zulmü altında yaşayan halkın intikamını almak için verildi. Bu hamle ile halkın intikamını alacağız…YPJ olarak kadınları DAIŞ çetelerinden kurtarmak ve intikamlarını almak bizim başlıca görevimizdir. Tüm dünya kadınları bunu bilsinler ki bu görevi yerine getireceğiz…”

Ve 135. günün ardından  El Neim meydanında Başkan Abdullah Öcalan’ın dev posteri önünde yüzlerce kadın savaşçı ile birlikte konuşan YPJ komutanlarından Nesrin Abdullah şunları söyledi: “Kadın tarihi acı, zorluk, direniş ve mücadeleler ile doludur. Kadın tarihi YPJ ve Rakka direnişi ile yeni bir aşamaya geldi. Başta IŞİD olmak üzere tüm terörist gruplara karşı “ordumuz YPJ baştan beri öncülük rolünü almış ve çetelere karşı muazzam bir direniş ortaya koymuştur. Bunun en güzel örneği Arin Mirkan arkadaşımız, fedai ve başarının sembolü olmuştur. Şehitlerimiz Şevîn, Sozdar, Hebûn, Silava, Zozan ve onlarca kadın özgürlük savaşçısı bu zaferin esas iradesi olmuştur…”



Nesrin Abdullah, YPJ, YJŞ, YPG, QSD flamalarının dalgalandığı meydanda yüzlerce kadın ve erkek savaşçının büyük bir gurur, hüzün ve sevinçle tek sıra halinde bekleyen özgürlük neferlerinin huzurunda tüm dünyaya şunları seslendi: “Çetelere başkentleri dedikleri yerde en büyük darbeyi vurduk. Bu mücadelemiz ile Êzidî kadınlarının onurunu ayaklar altından alarak tekrar göklere çıkardık. Binlerce esir düşmüş Êzidî çocuk ve kadınını özgürlüklerine kavuşturduk. Bu süreçte YPJ'ye katılan Arap kadınlarından oluşan iki kadın taburunu ilan ettik. Rakka’nın özgürleşmesini tüm dünya kadınlarına armağan ediyoruz.”

Kobani ve Rojava’da öldürülen, katledilen, başları gövdelerinden koparılan, yakılan, tecavüze uğrayan binlerce kadın, erkek ve çocuğun büyük intikamı olan Reqa seferi ve 135 günden sonra gelen zaferi gerçekten de kadınların sözcüğün gerçek anlamıyla bir kadın zaferidir. Kobani’nin, Rakka ve Rojava’nın her karış toprağında kadınların kanı vardır. Silava, Warşin, Viyan, Arin Mirkan, Asya Ramazan Antar ve daha yüzlerce Kürt kadını çağımızın en karanlık ve barbar gücü denilen IŞİD’e karşı savaşarak demokrasi ve özgürlüğün zaferini ilan ettiler.

Hiç kuşkusuz ki El Naim meydanında sadece Kürtler ve Araplar yoktu. Orada dünyanın dört bir yanında karanlık zihniyete karşı savaşmaya gelmiş onlarca enternasyonalist savaşçı da bulunuyordu. Çünkü Rakka’nın zaferi sadece Kürt-Arap ve diğer Ortadoğulu halkların mücadelesi ile gerçekleşmemiştir, aynı zamanda büyük bir enternasyonalist iradenin katılımı ile gerçekleşen büyük bir zafer olmuştur.

Evet Rakka zaferinde Fransız devrimci Frederic Demonchaux,
 İngiliz Haringey, Kanadalı John Gallagher, Amerikalı Levi Jonathan Shirley ile Kieth Broomfild, Alman Kevin Jochim, Ivana Hoffmann ve daha onlarca enternasyonalist savaşçının kanı-canı ve bitmz tükenmez emeği vardır. Bu zafer elbette ki Türkiye devrimci hareketlerinin de zaferidir.




Türkiye halkları Rojava ve Kobani direniş sürecinde büyük bir emekle katılırken Türkiye Devrimci hareketlerinden de önemli bir kesimi Reqa hamlesine katılmış ve onlarca şehit vermiştir. MLKP’li savaşçılardan İbrahim Tufan Eroğluer  “MLKP Komünist Kadın Örgütünün genç savaşçılarından Ayşe Deniz Karacagil, ruhunu ve bilincini sosyalizmle yoğurmuş büyük devrimci Suphi Nejat Ağırnaslı, Devrimci Komünarlar Partisi‘nin kurucu önderi ve Birleşik Özgürlük Güçleri Başkomutanı Ulaş Bayraktaroğlu, Marksist Leninist Komünist Partisi/Komünist Kadın Örgütü üyesi Sibel Bulut, TİKKO Rojava Komutanı Nubar Ozantan ve daha nice Türkiyeli savaşçı Rojava devriminde, Kobani direnişinde ve Rakka zaferinde yaşamlarını yitirmişlerdir.

Görüldüğü gibi Rakka’nın zaferi tüm dünya halklarının ve birleşik devrimci güçlerin zaferidir. Rakka’da IŞİD’in kırılıp tasfiye edilmesi Kürt kadınlarının öncülüğünde dünya kadınlarının gerçekleştirmiş olduğu zaferin kesintisiz çizgisidir. YPJ Komutanlarından Nesrin Abdullah’ın, IŞİD’in Rakka’yı işgal ettiğinde güç gösterisinin yaptığı El Neim meydanında, YPJ savaşçılarının karşısında tüm dünya kadınların da zaferini ilan etmiştir. Kısacası Rakka zaferi tüm dünya kadınlarının, orada büyük canını dişine takarak büyük savaşan isimsiz kahramanların zaferidir. Bu zafer gelecekte halkların, kadınların, Ortadoğu’da demokrasi ve özgürlük için savaşanların zaferine dönüşeceği kesindir. Hakikat gerçekliğine, özgürlük felsefesine, halkların demokratik yaşam tarzına göre anlam bulan Rakka zaferi tüm dünya halklarına kutlu olsun…


 

 
Yukarı