Yeni bir baharda, yeni bir ruhun an an yeniden şahlandığı bir direniş günü olan yeni bir Newroz’dayız.

Mazlum’ların Newroz’unda, direnişin ve özgürlüğün gününde ve gününü her günle yeniden gün ışığına çıkartan Mazlum’un Newroz’undayız.

Arınmanın, kötülüklerle, zalim ve zulümle kavga günü, tarihin derinliklerden bugüne kadar özünden hiç bir şey yitirmeden varlığını sürdüren çok özel, kutlu ve kirlenmemiş bir gün, Newroz!

Özgürlük günü, egemenlerle, sömürgecilikle, Dehak’larla, Nemrut’larla, Firavun’larla kırına kırana kavga verildiği özgürlükle yoğrulmuş kutsal bir gün Newroz!

Ve hiç kuşkusuz ki bugünü gerçek anlamda bugün yapan...

Ve hiç kuşkusuz ki bugüne yeniden anlam kazandıran, güne hak ve adalete gerçek anlamda hakikat kazandıran Mazlum Doğan’dır.

Mazlum Doğan anlamıştı hayatın yeniden Newroz’la yaratılması gerektiğini. Newroz’a anlam vermenin, onu hakikata göre yeniden yorumlamanın mutlak olduğunu bilerek düşünmüştü vahşetin orta yerinde. Yeni Dehaklar’a yeniden baş kaldırılması, Zulme boyun eğilmemesi, özgürlük ve insanlık ruhundan asla taviz verilmemesi gerektiğini bilen bir direniş filozofu olarak karar vermişti Amed Zindanı’nda Demirci Kawa’yı kendi küllerinden yeniden diriltmeye...

Yemin içmişti Mazlum, adaletsizliğe boyun eğmeyeceğine, ant içmişti zulme ve Dehaklara karşı diz çökmeyeceğine, söz vermişti vahşetin orta yerinde bir lotus çiçeği gibi açılmaya ve Newroz’u Mazlumlaştırıp, Mazlum’u da Newrozlaştıracağına...

Ve o gecede, o gecenin son deminde ve o son demde yeni hayatla filizlenen üç kibrit çöpünün ışığında şunları haykırmıştı o karanlık hücresinde:

“Bu gece okumun ‘turik’ini boynuma geçirip çıkmalıyım zulüm avına/Bu gece vurmalıyım kalbinden vahşeti/Son deminde varmalıyım Olympos’un doruklarına/Şafağın kızıllığında dökmeliyim tanrılar tanrısı Zeus’un beynini/Sonra çıkmalıyım Zagroslara/Yakmalıyım ilk kıvılcımı/Bu gece vermeliyim isyanın muştusunu/Haykırmalıyım dağlara, taşlara, toprağa, aya ve yıldızlara

Bu gece, evet bu gece/Demirci Kawa olmalıyım dağların doruklarında/İsyan ateşini yakmalıyım/Bu gece ezmeliyim balyozumla zulmün ağababası zalim Dehak’ın kellesini/Bu gece almalıyım binlerce Kürt kızı ve erkeğinin intikamını/Bu gece kuşatıp almalıyım zulüm kalesi Ninova’yı/Sabah olduğunda herkes yüzünü dağlara dönmeli/Dağların doruklarında bedenimden yükselen ateşi, Ruhumun derinliklerinden harlanıp gökyüzünü yalayan alevleri görmeli...

Ve

Direnişi tutuşturan ilk kıvılcım,

İhanete vurulan ilk darbe,

Özgürlüğe adanmış ilk fedai eylemi olmuştu Mazlum

O bir çizgi,

Bir ışık,

Bir direniş filozofu,

Karanlığı aydınlatan bir meşaleydi artık, Kürdistan’ın dört bir yanında...
 
Yukarı