Narsist suçlu ve yüzsüz olmak...

Fuat KAV

Bazı atasözleri Sanki Cumhur’un bı RTE için söylenmiş. Sanki atalarımız gece-gündüz demeden, bıkıp usanmadan düşünüp taşınarak RTE için bazı sözleri özel olarak icat etmişlerdir. Zaten eger bu atasözleri olmamış olsaydı RTE’yi adlandırmak mümkün olmayacak ve dolayısıyla TC’nin Reisi Cumhur’u gerçek anlamda adlandırmamız mümkün olmayacaktı.
Mesela “hem suçlu hem güçlü”, “yalancının kızaracak yüzü yok” sözleri, muhteşem sözlerdir. Biliyoruz k, suçlu ve günahlı konumunda olan birisinin göstereceği ilk refleks karşı tarafa saldırmaktır. Bir suçlunun en etkili savunma aracı karşı tarafa bağırıp çağırmak, tepki göstermek, deyim yerindeyse ortalığı velveleye vermektir. Çünkü elinde başka bir savunma, karşı tarafı püskürtme, çevreyi ikna ederek yanına çekme aracı yoktur.
Utanma duygusu, toplumsal değerlere sadık kalan insandaki hala varolan damarın kıpırdanış halidir. Hata yapan, günah işleyen kimselerin hissettikleri insani duygudur. Bu nedenle utanma duygusu anlamlıdır. Ancak ata sözünde de vurgulandığı gibi yalanı bir yaşam biçimi haline getirmiş olan birisinde ne utnama duygusu olur, ne de onun yüzü kızarır. Zaten kızaracak yüzü de yoktur.
Kendilerini hem suçlu hem güçlü görenler ve yalanı yaşam biçimi haline getirenlerin bir de narsist ruh dünyasına sahip oldukları söylenir. Bu da doğrudur.
Narsistik kişilik özelliklerine sahip olanlar kendilerini kusursuz, başkalarını ise basit ve sıradan insanlar olarak görürler. Kendilerinin yaptıkları her şeyi doğru, başkalarınkini ise hep yanlış görürüler. Kendilerini dünyanın merkezi olarak gördükleri için sürekli ilgi odağı olmak, herkes tarafından pohpolanmak, etrafından fır dönmek isterler. Yapmış oldukları işleri muhteşem gördükleri için mütevazı değiller, hep kazanmak, na pahasına olursa olsun egemen olmak, başkalarına boyun eğdirtmek, herkesin onların kölesi olmak isterler. Yenildiği, daha doğrusu egemen olamadığı zamanlarda adeta çıldırırlar, ruhsal ve düşünsel bunalımlara girerek tehlikeli olabilecek kadar saldırganlaşırlar. Eğer bunlar yetki sahibiyse bulundukları mevkilerini kendi bireysel çıkar ve hırsları için kullanabilecek kadar insan olma halinden çıkarlar. Hitler, Mussulin gibileri dünyayı nasıl bir felakete sürüklediklerini hepimiz biliyoruz.
Eleştirilmek bu kişiler için ölümden beterdir. Bu nedenle her eleştirildiğinde mutlaka intikam alma peşinden koşarlar. Bu intikam bazen tehdit, bazen şantaj, bazen de ölüm olabilirler. Ukala, gösterişli, popilist, kendini dev aynasında gören bu kişiliğin en büyük özelliğinden birisi de insanları kendilerine bağlamasıdır. Bu ortamı görmediği zaman müthiş derecede öfkelenir, kendini boş, anlamsız, işe yaramazolarakbüyük bir aşağılık kompleksi ve utanç içerisinde görür ve işte bu andan itibaren tahrip gücü oldukça yüksek bir bombaya dönüşüverir adeta.
Sizce bu kişilik Cumhur’un başı RTE’ye uymuyor mu? Elbette ki uyuyor. Elbette ki RTE hem suçlu hem güçlü görünmeye çalışıyor. Elbette ki RTE’nin kızaracak yüzü yok, elbetet ki Cumhur’un başı RTnarsist bir kişiliktir. Bu nedenle her gün onlarca kez bağırıp çağırıyor,öfkeleniyor, küfür ediyor, ağzından tükürükler saçarak, salyalar akarak hakaretlerde bulunuyor. Yüzü olan, suçlu ve narsist olmayan bir cumhur‘un başı böyle yapar mı?
Örneğin eğer RTE bu kişillik özelliklerine sahip olmasaydı, savaş gerekçesi olan güvenlik yasası çıkartılmazdı. Demokratik çözüm ve siyasete inanılsaydı iç güvenlik paketi yerine demokratik bir anayasa çıkartılırdıValiler ve kaymakamlar olağanüstü hal valilerin yetkileriyle donatılmazdı. Barış ve müzakere sürecinin kritik aşamasında özel savaş timleri gerillanın üzerine sürülmez, Ağrı’da çatışma çıkmaz, beş asker ile bir gerilla yaşamını yitirmesine nenden olmazdı. Sınır boylarında askeri operasyonlar yapılmaz, gerilla noktalarınahucum edilmez, havadan kobra saldırıları aralıksız bir biçimde devam edilmez, ateşkessürecinde baraj, karakol-kalekol yapımına hız verilmezdi. Çocukl ve gençlerin kurşunlanmasına olanak verilmez, cezaevlerinde bulunan hasta tutsakların tahliye edilmesine olanak verilirdi. Yeniden orduya sarılmaz, gladyo ve özel savaş birlikleri yeniden inşa edilmez, Ergenekon ve balyoz davasında yargılan kontrgerilla elemanlarıyla uzlaşılmaz, cezaevinde Doğu Perinçk’le kirli anlaşmalar yapılmazdı.
Tek yol var: 7 Haziran seçimlerinde RTE’nin karargahı olan AKP’nin daha önce çalmış olduğu oyları geri almak ve HDP ile barajları aşmaktır…
 
Yukarı